Hayatında hiç yalan söylemeyen var mı içinizde?
"Seni arayacaktım ama başıma neler geldi bir bilsen"; aslında
tamamen unutmuşsunuzdur."Yoldayım ama trafik çok"; aslında evden yeni çıkıyorsunuzdur.
"Gelmeyi çok istiyorum ama hastayım"; aslında başka bir programınız vardır..
Vs.. vs..
Eğer çocuğunuz okul öncesi dönemdeyse söyledikleri “doğru olmasa” bile “yalan” değil. Anaokulu öğrencilerimden birinin annesi bir gün hışımla gelmişti yanıma, 5 yaşındaki kızına okulda neler yaptınız bugün diye sormuş. Ufaklık da annesine sınıfça ormana gittiklerini, ağaçlara tırmandıklarını, meyve toplayıp tadına baktıklarını anlatmış. Hava soğuk, mevsim kış. Anne de benden habersiz nasıl gezi düzenlersiniz diye hesap soruyor okula. Gerçekteyse, öyle bir gezi yoktu elbette. Ama ortada bir yalan da yoktu. Eve geldiğinde izlediği çizgi film karakterinin yerine koymuştu bu küçük kız kendini sadece. Hayalinde canlandırdıklarını tıpkı gerçekmiş gibi üstelik de annesini ikna edebilecek kadar inandırıcı biçimde anlatmıştı.
Okul öncesi dönemde sık karşılaştığımız bir durum bu. Bu dönemde çocuklar gerçekle hayal ettikleri arasındaki farkı tam olarak kavrayamıyor. Başından geçenleri bire bin katarak anlatıyor. Hayallerini ya da başkalarının yaşadıklarını birebir kendisi yaşamış gibi söylüyor. Bebekleriyle konuştuğunu, başka kimsenin görmediği hayali bir arkadaşı olduğunu, arabasının kendi kendisine hareket ettiğini anlatıyor. Çünkü bunlara inanıyor, gerçek olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla birini kandırmak amacıyla gerçekleri çarpıtmıyor, yani yalan söylemiyor.
Bu konuda sınır çizgimizin, çocuktan çocuğa değişmekle
beraber ortalama 7-8 yaş olduğunu söyleyebiliriz. 7-8 yaşına gelen bir çocuk “gerçeklik”
kavramını oturtmaya başlar. Yani hayalle gerçek arasındaki farkı artık
biliyordur. Dolayısıyla eğer ortada “doğru olmayan” bir ifade varsa bunu sadece
hayal gücüne bağlamamalı, altındaki sebebe daha dikkatli bakmak
gerekiyor.
Bir çocuk neden yalan söyler?
-Yeterince ilgi görmüyordur
Çoğu yalanın nedeni anne babanın, öğretmenin dikkatini
çekmek. Bu şekilde olumlu ya da olumsuz hiç fark etmez, çocuk anne babasının dikkatini kendi
üzerine odaklamış oluyor. Bu ilgi kızmak, azarlamak olsa bile. Dolayısıyla
yalanla karşılaştıklarında doğru tepkileri vermeyen anne babalar farkında
olmadan yalan söyleme davranışını pekiştiriyor.
-Cezadan kaçmak istiyordur.
Bir evde anne baba çocuğa ne kadar çok bağırıyorsa, ceza
veriyorsa, aşağılıyorsa, suçluyorsa ve dayak atıyorsa o evde o kadar çok yalan
olur. Bir çocuğun yalan söyleyerek cezadan kurtulabildiğini keşfettiği gün
dönüm noktasıdır. Her koşulda, yanlış yapsa, ceza alsa bile sevildiğini bilen
çocuklar anne baba sevgisini kaybetmekten korkan çocuklara göre çok daha az
yalan söyler.
-Özgüveni düşüktür.
Mükemmeliyetçi anne babaların çocukları yalan söylemeye doğal
olarak çok daha fazla eğilimli. Eksikleriyle, hatalarıyla barışık olmadıkları
için bunları örtecek yalanlara başvuruyorlar. Aile içinde herkesin güzel,
başarılı yönleri olduğu gibi, başarısız yönleri olduğunu öğrenerek büyüyen,
kendisiyle barışık çocuklarsa yalana ihtiyaç duymuyor.
-Evde yalanlar havada uçuyordur.
Sürekli birbirlerine ve diğer insanlara yalan söyleyen anne
babalar çocuklar için kötü bir rol model. Kimi zaman görüyorum, anne babalar çocuklarını
yalana ortak etmekte bile sakınca görmüyor. “Babana alışverişe gittiğimizi
söylemeyeceğiz, evdeydik diyeceğiz tamam mı? Anneye cips yediğimizi
söylemeyeceğiz oldu mu?” Masum geliyor olabilir. Ama çocuğun aldığı mesaj
sandığınız kadar masum değil ; işine gelmeyen bir durum olduğunda söyleme, ya
da yalan söyle gitsin!!
Çocuk yalan
söyledikten sonra ne yapacağınızı kara kara düşünmek yerine, çocuğu yalana
itecek sebepleri ortadan kaldırmak en doğrusu. Ama ne kadar çabalasak da hayat her zaman doğru olanı çıkarmıyor karşımıza. Diyelim
ki, masum kuzunuzun bir profesyonel edasıyla gözünüzün içine baka baka yalan
söylediğini fark ettiniz. O zaman ne yapmalı?
1. Asla ama asla çocuğa “yalancı” damgası vurmayın. Kelime
seçimleri bazı durumlarda hayatidir. “Yalan söylüyorsun” demek yerine “Söylediklerin
gerçekte olanlardan biraz farklı” demelisiniz. Yalancı damgası vurulan bir
çocuk, bu davranışı bir kez daha tekrarlamaktan çekinmez. Madem yalancıyım, her zaman yalan
söyleyebilirim diye düşünür.
2. Çocuğunuzla kaliteli zaman geçirin. Oyun oynayın, spor
yapın, gezin, hikaye okuyun. Unutmayın çocukta yalanın sebeplerinden biri
ilgisizlikti. Siz kuzunuza yeterince ilgi gösterirseniz onu yalana itecek
sebeplerden birini ortadan kaldırmış olursunuz.3. Çocuğunuzla ilgili beklentileriniz gerçekçi olsun. Onu diğer çocuklarla, arkadaşlarıyla, kardeşleriyle kıyaslamayın. Böylece sizi hayal kırıklığına uğratma korkusuyla yalana sarılmaz.
4. Çocuğa sürekli ceza vermeyin, asla aşağılamayın,
utandırmayın, dövmeyin. Tüm bunlardan kaçınmak için sizi kandırmaya çalışmasın.
5. Dürüstlüğü her zaman takdir edin. Suyu halıya döktüm diye
gelen, okulda arkadaşıyla tartıştığını anlatan, parasını düşürüp kaybettiğini
söyleyen çocuğa, mutlaka ama mutlaka “hata yaptığın halde gelip bunu bana açık
yüreklilikle söylediğin için tebrik ederim” deyin. Cesaretini beğendiğinizi
anlatın. Sizi gerçekten kızdıracak bir durum olsa bile bunu söylemeyi
başarırsanız çocuk sonunda ceza alacak bile olsa gelip doğruyu söylemeyi
öğrenir.
6. Çocuğa yalan söylemeyin, çocuğun yanında yalan söylemeyin.
Bu gerçekten çok önemli. Evden çıkarken bakkala gidiyorum hemen geleceğim
deyip, akşam işten dönen bir anne çocuğa yalanı öğretiyor bunu unutmayın. Siz
dürüst olmadıkça çocuğunuzdan dürüst olmasını bekleyemezsiniz. Aynı şekilde
çocuğun yanında bir başkasına yalan söylemeyin. Zaten çoğu zaman onlar işin
doğrusunu yumurtlayıverirler. Siz komşuya hastaydım gelemedim dersiniz, ufaklık
hemen atlar, biz o gün gezmeye gittik. Çoğu anne böyle bir durumda çocuğunu
azarlar; sus,sen her lafa karışma diye. Şimdi duruma bir de çocuğun gözünden
bakalım; en büyük rol modeli annesi yalan söylüyor hem de kendisi doğruyu
söylediğinde onu azarlıyor. Çocuk ne anladı;
doğruyu söylemek iyi bir şey olsa annem beni azarlamazdı. Demek ki her zaman doğruyu söylemek iyi değil!
Bilmeden,fark etmeden ne çok hata yapıyormuşuz değil mi?
Ama artık siz biliyorsunuz.
Herkese yalansız günler..
Psikolog Irmak Gürcan Kerimoğlu
Ankara/2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder